Hezârfen Ahmed Çelebi
Türk İslam alimi Hezarfen Ahmed Çelebi; 1609 yılında doğmuş ve Osmanlı topraklarında yaşamıştır. Kanat takarak uçmayı deneyen ilk kişi olması ve bu konuda pek çok araştırma yapmış olması onu önemli kılıyordu. Bilimsel bilgisi ve uçuş tecrübesi nedeniyle kendisine Hezarfen adı verilmiştir. Bu nedenle kendisine “çok şey bilen” anlamına gelen Hezarfen adı verilmiştir. 10. yüzyılda yaşamış Türk alimlerinden İsmail Cevheri’den ilham alan Hezarfen Ahmed Çelebi; Cevheri’nin araştırmalarını, keşiflerini ve keşiflerini inceleyerek ve öğrenerek ilk uçuş deneyimlerini yaşamaya çalıştı. İstanbul Okmeydanı’nda uçuş deneyleri yapılarak; Kanatların ne kadar dayanıklı olduğunu test etti.
1632’de Hezarfen Ahmed Çelebi; Yapay kuş şeklinde yarattığı bir araçla Galata Kulesi’nden atladı ve güneybatı rüzgarı estiğinde kendini boşluğa fırlattı. Böylece 3.358 metre yol kat ederek İstanbul Boğazı’nı geçerek Üsküdar’daki Doğancılar’a indiği söyleniyor. Bu uçuş deneyimi sayesinde Türk havacılık tarihinde ilk uçan insan olarak tarihe geçti.
Hezarfen Ahmed Çelebi ile ilgili tüm bu bilgiler Evliya Çelebi’nin Seyahat ismiyle ilgili detaylı bilgilerinden alınmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde Hezarfen Ahmed Çelebi’den alıntılar yapıyor; ‘İptida, Okmeydan’ın platformunda rüzgarın etkisiyle kartal kanatlarıyla havada sekiz dokuz kez uçarak eğitildi. Badehu Sultan Murad Han, Sarayburnu’ndaki Sinan Paşa Köşkü’nden izlerken, Galata Kulesi’nin tepesinden güney rüzgârıyla uçarak Üsküdar’daki Doğancılar Meydanı’na indi. Bunun üzerine Murad Han ona bir kese altın vererek şöyle dedi: “Bu adam çok kötü bir adamdır. Ne isterse onu yapabilir. Onu Cezayir’e sürgün etti ve “Böyle insanların yaşamasına izin verilmeyecek” dedi. Hezarfen Ahmedçelebi’nin orada öldüğü söyleniyor.
Bu deneyim, insan olarak uçmanın başlangıcını işaret ediyordu; Hem Osmanlı döneminde hem de Avrupa’da büyük yankı uyandırdı. Kral IV. Murat da bu uçuştan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Daha Fazlası; Sarayburnu’ndaki Sinan Paşa köşkünden bu alışılmadık uçuşa tanık oldu ve Hezarfen Ahmed Çelebi ile yakından ilgilendi. Evliya Çelebi Seyahat adına şunları söyledi: Padişah tarafından bir kese altınla ödüllendirildiğinden de bahsedilmişti. Daha sonra Seyahatname’de Hezarfen Ahmed Çelebi’nin bilgisinden, becerisinden ve cesaretinden korkan padişahın onu sürgüne gönderdiği kaydedilir. 1640 yılında sürgüne gittiği Cezayir’de öldü.